18 Mayıs 2010 Salı

Deliler Koğuşundan Çıkış!


“Deliler Koğuşunda Bir Kleptoman!” başlıklı yazımda; arkadaşımın kleptomani hastası olan annesinin bir çok kere çalma davranışında bulunurken yakalandığından, dava edildiğinden, karakola düşmesinden ve nihayetinde akıl hastanesinde yatmasından söz etmiştim.
“Deliler Koğuşu!” başlıklı yazımda ise; koğuşundaki ve hastanedeki hastaların ilginç yanlarından, hastanenin işleyişinden bana anlatıldığı kadarıyla söz etmiştim.
“Kleptoman & Olasılıklar” Bundaysa; arkadaşımın annesinin çalıntı olan ürünleri uygun fiyata alıp, satışını gerçekleştirdiğine değinmiştim.
O ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden çıktı. Artık kızıyla birlikte. Bir “Geçmiş olsun” demek gerekti değil mi? Bende öyle yaptım. Açtım telefonu, aradım arkadaşımı, aldım adresini, gittim evlerine.
Annesine; onun durumundan haberdar değilmiş gibi davranmam gerekliydi. Nörolojik nedenlerden ötürü baş dönmesi ve bayılma yaşadığını öğrenmişcesine konuya girdim.
Öğrenmek istedim. Neler olmuş? Ne çileler çekilmiş? Durumları nasıl? Neden oradalar? Hepsinin yaşanmışlıkları, öyküleri, izleri, sıkıntıları başka…
Üç hastadan söz etti. Size bana anlatıldığı kadarıyla söz etmek istiyorum:
Kadın hasta. O bir anne. Down sendromlu çocuğu var. Yıllardır bakıyor ve seviyor. Nasıl oldu bilinmez? Bir gün çocuğunun ayağının altına şişi sokmuş, üstünden çıkana kadar geçirmiş. Şöyle demiş: “Onu çok seviyorum”
Bir başka hasta. O da kadın. Kardeşlerinin bir kısmı Amerika’da yaşıyormuş. Amerikalılardan haz etmiyormuş. Hikaye böyle ya! Bir gün yan daireye Amerikalı yada Amerika’dan gelmiş bir Türk taşınmış. E haliyle yeni evi onarmak gerek. Tadilat çalışmaları yapıyormuş. Kadın da şöyle bir düşünce oluşmaya başlamış: “Matkapla duvarını, duvarıma kadar deliyor. Deliklerden içeri gaz verip beni öldürecek.” Kardeşlerine söz etmiş. Polisi aramış, şikayette bulunmuş. Ve savcılığa kadar gitmiş bu olay. Komşu şikayet etmiş, o şikayet etmiş. Sorunlar gittikçe büyümeye başlamış aralarında. Kardeşleri hastaneye yatması gerektiğini düşünmüş. Kadın şimdi onlardan korkuyormuş. Mal varlığını ellerine geçireceklerini düşünüyormuş. Bana bir şey imzalattılar demiş. Sonuç mu? O hastanede.
Bir başka hasta. Kısa bir süredir arkadaşımın annesiyle aynı koğuştalarmış. Öğretmenmiş. Kimseyle konuşmuyormuş. Ta ki; arkadaşımın annesinin diğerlerine göre daha normal ve konuşkan olduğunu görene kadar. Anlattığına göre; şikayet edilmiş. Kaymakamlıkta onu rapor için yollamış. Sonuç olarak birkaç gün yatması gerekmiş.
Geçmişte yaşanılan, iz bırakan olaylar. Kim verdiyse bu zararı? Onların orada olmasının nedenidir. Yazıklar olsun!

3 yorum:

üryan dedi ki...

en sevdiğim arkadaşlarımdan biriydi.. biz onu hep, iki kızıyla hayatı omuzlamaya çalışan süper bir anne olarak tanıdık.. taa ki, 3 gün haber vermeksizin işe gelmeyene kadar.. ziyaretine gittiğim günü unutamam.. elektroşok sonrası bom boş bakan ve insanın içini boşaltan bir çift göz..

aylar sonra dinledim herkesten gizlediği hikayesini..
hayat bazılarımız için diğerlerininkinden daha zordu ... Bu yüzden dilimden hiç düşmeyen duamdır; Rabbim aklıma mukayyet ol..

teşekkürler..

Antipatik Yazar dedi ki...

@üryan: Zor!
İlginç bir anı!

Çınar dedi ki...

Sevgili Üryan'ın da dediği gibi, hayat çok zor bazıları için çok daha zor. Öyle ki, artık taşıyamaz olabiliyor insan omuzundaki yükü-yükleri- ve bir an geliyor, herşey kontrolden çıkıyor. Allah sabırlar versin ne denebilir ki:((

Sevgiler