Bu kötü histen bi haber olan küçük bir azınlık var. Değiştirir mi kıskançlığın bir çoğunda olduğu gerçeğini? Değiştirmez. Önce birlikte olduğu kişi kıskanılır, yoldan çıkarması muhtemellerden. Sonra güzellik, zeka, başarı kıskanılır, kendinden bir adım önde gidenlerden.
Fransızın yüzüne güzellik katan kemerli burnu, latin ateşinin harika kalçaları, rus kızının sarışınlığı ve orantılı vücudu, hepsi beğenidir, yine kıskanılır. Güzellik görecelidir anımsanır. His zirvededir parçalanır.
Biz erkeklerde; az da olsa şahit oluruz. Bu finish çizgisi olmayan yarışta, taraflar gerilir ve kavga start alır. Önce çekilemeyen kişi üzerine yürümeler başlar. "Niye arkadan konuşulmuştur? Neden kötülenmiştir? Amaç nedir huzur bozulmuştur?" Dışarıda da insanların arasında patlak verir... Sonra birlikte olduğu kişiye söylenmeler sızar. Gözü neden dışarıdaymış serzenişleriyle.
Kötü olan dışarıda tartışmaların süregelmesi. Olay çıktığını görüp izleyen ve bu duruma kısa filmmişçesine merak saranların eğlencesi başlar.
11 Haziran 2010 Cuma
Kıskançlık Kavgası
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Nedir senin bu kıskançlıktan alıp veremediğin ;)
Ve yeni teman hoş olmuş hayırlı olsun..
Yorum Gönder