17 Mart 2010 Çarşamba

OkuYorum


Onu seviyorum! Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri Hürriyet Gazetesi’nin web sitesinde, köşesindeki, ona has; sıcacık, içten tüm yazılarını takip ediyorum. Olur ya! İnsanlık hali. Koşuşturmaca, acelecilik, vakit bulamamak gibi sebeplerden ötürü bazen kaçırıyorum. Hemen, arşive girip başlıkları tarayıp buluyorum.
Bir röportajda yedi yaşındayken kalbinin delik olduğunun anlaşıldığından söz etmişti ve sonra takılan kalp pilinden. Yazılarında bahsetmişti; Tekin Aral’ın kızı, Oğuz Aral’ın yeğeni olduğundan, yaşadığı sıkıntılardan, ölen köpeğinden, gözyaşlarından, panik ataklarından, Tüm içtenliğiyle anlattığı eğlenceli Avni ve Kadri maceralarından. Yazılarında; düşündürüyor, hissettiriyor… O Ayşe Aral!
Etrafta köşe yazarıyım diye geçinen hatır, gönül koyup, hiçbir bilgi birikimi olmadığı halde, okumadan, bilmeden, görmeden, anlamadan, cahil cesaretiyle kalemini savuran; ünlü birinin çekirdek ailesinden çıkan, her gece her gece eğlence mekanlarında boy gösterip kameralara göz kırpan karakterler var. Onların arasından sıyrılan yazarları okuyorum..

0 yorum: