31 Mart 2010 Çarşamba

Sezon Finali


Oldu! Sonunda bu da oldu! Çarpık kentleşmeden doğan görüntü kirliliği, toplu taşıma araçlarında aşırı kalabalığın yanı sıra, kısa mesafe için harcanan bir buçuk saatler. Trafik, gürültü, bitmeyen yol çalışmaları, yaya önceliği kuralına uymayan şoförler, insanların azalan saygısı, yok olan hoşgörü, iş, okul, stres ve büyük şehir. Hah! Büyükşehir çalışıyor(muş). Bu mu çalışma! Koşulları iyileştirmek adına çalışılır, zorlaştırmak için değil… İşte! Budur; birkaç gün beni alıp buralardan uzaklara götüren.
Ne mi oldu? Dinlemek istersen anlatayım! Yorucu bir günün akşamında annem ailecek hep birlikte vakit geçirmemiz için eve çağırdı. Bıkkınlığımı ve yorgunluğumu, evime gitmek istediğimi dile getirmeden, başladığı ısrarlar sonucu ikna oldum. Gittiğimde; güzel ama durgun geçirdiğim vakitlerin içindeyken annem odaya girdi. O an elim çenemde dalmışım, dinleniyorum. Annem “Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesindeki o Düşünen Adam Heykeli gibi görünüyorsun” dedi ve kahkahalar apartmanın koridorlarında yankılandı.
İşte o an anladım. Auguste Rodin’in Paris'te, Rodin Müzesi’nde bulunan mermer ve bronz karışımından yapılmış, Düşünen Adam Heykeli’ne benzemişim. Demek ki; gitmek zamanı gelmiş. Girdim bir hava yolu şirketine. Uzaklara, çok uzaklara bilet aldım. Bir bana, bir kız arkadaşıma. Birkaç hafta sonra bulutların üzerinden yazarım size…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Webmaster cok tesekkurler...

Selamlar Ebru