30 Aralık 2012 Pazar

Parmaklıklar Ardında Bir Kleptoman



Öylece karşımda duruyordu. Mavi gözleri bir okyanus kadar derin ve sakindi. Sigarasının dumanı göğe yükselirken içine çektiği duman dudaklarından çıkan bir iki sözcükle dağılıyordu. Elleri titriyordu ve bacakları durmadan hareket halindeydi. Bazen bir ritm tutturuyor, ona uyuyor, zaman zaman kesip bir süre sonra tekrar başlıyordu. Üzgün olduğu her halinden belliydi. Konuşmak istemediği açıktı. Ama elinde olmadan değişen ve bir acıya dönüşen hayatıyla ilgili söylemek istediği o kadar çok şey vardı ki. Suskunluğu acıtıyor, ruhunu bedeninden söküyordu adeta…

Sigarasından bir fırt daha çekti ve söze başladı. “Beni bu duruma sokan tek insan babam.” Dedi öylece. Dediğini anlamamış gibi ne dediğini tekrar sordum. “Babam” dedi güçsüz bir sesle. “Babam küçüklüğümden bu yana ele gideceksin diye yapmadığını koymadı. Beni hep diğer kardeşlerimden ayırdı. Ben bir gün evlenip gidecektim, el olacaktım. Babam küçük bir kız çocuğunu böyle yetiştirdi. Kleptoman olmamdaki tek neden ailece paylaştığımız ortamların bile elimden alınmasıydı…”

Sigarasını kül tablasına bastırdı ve cebindeki paketten bir sigara daha çıkarıp yaktı. İçerisi zaten loştu. Yaktığı sigaranın dumanı daha görünmez kılıyordu etrafı. Kalkıp perdeyi araladım. Gün ışığı içeri girdi. Pencereyi açık bıraktım ki içeri temiz hava girsin. Sonra evin kedisi kapının aralığından içeri girdi. Odanın ortasındaki yatağa sıçradı ve serildi. Gözlerini kısarak bir süre bizi izledi. Sonra uyumaya başladı.

Hakkında açılan davalar hâlâ sürüyordu. İleride parmaklıklar ardına bile geçebilirdi. Küçük bir hücreye tıkalı kalmanın sıkıntısını daha şimdiden yaşıyor gibiydi. Sözleri tane tane dökülüyor, tam nokta koyduğu sırada yeni bir cümleye başlıyordu.  “Ya böyle işte.” Dedi. Sonra babasının küçükken ona nasıl davrandığını örneklerle anlattı…

Bir insan kendi evladını nasıl diğerlerinden ayırabilirdi. Anlamadım. Zaten anlaşılacak gibi de değildi. Kleptomani hastası olan bu kadın arkadaşımın annesi ve kendi kızına daha özenli davranıyor, daha anlayışla karşılıyor. Küçüklüğünden, genç kızlığına kadar yaşadığı o kötü dönemlerin aynısını kızına yaşatmıyor…

0 yorum: