skip to main |
skip to sidebar
Her geçen anda ölüme daha yaklaşıyoruz ve kaybettiğimiz
zaman yapabildiklerimizle veya yapamadıklarımızla akıp gidiyor. Şuanda bu
yazıyı okurken bile zaman öyle hızlı geçiyor ki; bu süre zarfında ne kaçırdığını
görmek gerçekten üzücü…
Hep söyledikleri gibi “Hayat bir sahne”
ve hepimiz bize biçilen karakterleri oynuyoruz. Telaş içinde oradan
oraya koşup her şeye yetişmeye ve yetmeye çalışarak zamanımızı harcıyoruz.
Hayatın rutinine bir de duygularımız eklenince doğru kararlar alıp, doğru
şeyler yapabiliyor muyuz orası şüpheli. Ama en çokta kendimizi ve çevremizi
yıprattığımızla kalıyoruz. Çünkü duygusal düşündüğümüzde aldığımız kararlar,
bulunduğumuz eylemler hep ya öfke doludur, ya da akılla düşünemediğimiz için
mantık dışı…
Öfkelendiğimizde bunu boşaltırken yaşadığımız negatiflik öyle yüklü oluyor ki
beden de; dışarı salımı da, hissen aldığımız duygu da zarar veriyor bize ve
çevreye…
İşte tam da sana bunları söylemek istiyordum. Küçük oyunlar, hesaplaşmalar, kin
duymalar ve öfke nöbetleri hepsi zamana yaydığın boşunalıktan başka bir şey
değil. Zaman öyle kısıtlı ki bunu mutlulukla, paylaşmayla, aşkla ve sevgiyle
geçirmek yine bizim elimizde…
6 yorum:
Ölümü hep hatırlayın deniyor ,benim aklımdan hiç çıkmıyor ki işte o zaman da çoğu zaman hiç bir şeyden zevk alamıyorsun..
Ama haklısın, sevgi ve güzelliklerle doldurmalıyız zamanlarımızı.ÇÜnkü yarın bize lazım olan da onlar...
Güzel bir ömüre...
Pabuç: Ne güzel söyledin. Gerçekten güzel bir ömüre...
Sorma dertler çoğalarak geçiyor zaman.. Mutluluk varken hele
Emir Begit: Öyle...
Kalemin oldukça sağlam tebrik ederim...
Bende katılıyorum diğer yazılarınada göz atacağım şimdi..
Yorum Gönder