
Yine yağmur yağıyor ve ben sıcacık kahvemi alıp şöminenin
karşısına geçtim ve bir yandan dışarıdaki güzelliği izlerken, bir yandan da
sana yazmaya başladım. O kadar uzun zamandır yazıyorum ki; artık bazılarınızla
yazmadığım da bile mesajlaşır, birbirimizi haberdar eder ve mailleşir olduk…
Hiç görmesem bile dostluğunu ve arkadaşlığını yakından hissetmek öyle güzel ki
bu yüzden kopamıyorum sanırım buraya yazmaktan. Zaman zaman boşladığım olmuyor
mu? Oluyor. Ama hep bir dinleyen, hep bir anlatan oluyor burada ve bunun
keyfini yaşamak harika...
Dostluk, anlaşılır olmak, paylaşmak, anlatmak güzel şeyler. Oysa bir de dost
gibi görünen insancıklar var ki onlardan bahsedeceğim bu yazımda.
Benim dost saydığım ama aslında hiç dost olmayan insanlar yok çevremde. Zaten
bu tarz insanlar hep iş hayatımda karşıma çıkmıştır ve oyunlarına usta oyunbazlıkla
öyle sert cevaplar vermişimdir ki; bir daha ya oynamaya yeltenmemişlerdir ya da
oynadıkça oynanmaya alışmışlardır…
Huylu huyundan vazgeçmezse ve bu kötü bir huy ise; onu törpülemek lazım değil
mi? Ben de öyle düşünüyorum ve hemen atağa geçiyorum. Sırlar, yalanlar, türlü
düzenbazlıklar, ast-üst ilişkileri, yalakalıklar, üzerine basıp geçmeler
bunlarla o kadar çok karşılaşıyorsun ki iş hayatında ya bir süre sonra baş
etmeyi öğreniyorsun ya da pes edip yenilgiyi kabulleniyorsun ve sinene
çekiliyorsun.
4 yorum:
bingo :)
ne çok benzerlikler t/yaşıyor şu insanoğlu...
Her be yaşıyorsan her kimlerle karşılaşıyorsan her kimler seni üzdüyse hiç bir konuda yalnız değilsin...Hepimiz bir birimizin yaşadıklarını yaşıyoruz..Hayat hep garip zaten...
İnsanlar da artık az biraz yalan oldu ee normal hayat işte hep güldürecek kişilerle karşılaştırmıyor hiç birimizi..
Şomineye karşı kahve de iyiymiş :)
Saygılar ..
Aynur (Küçük Hala): Ne diyelim "dünya küçük insanlar hep aynı" :)
Pabuç: Şömineye karşı kahve çok iyi oluyor, bir de sohbet edecek bir arkadaş oldu mu ohh değmeyin keyfime :))
Yorum Gönder